Bilim Archive
Karıncalar yuvalarını bulabilmek için adımlarını sayıyor. Bilim adamları ispatladı. Nasıl mı?
Bilim adamlarının 2006 yılında yaptıkları çalışmaya göre karıncalar yuvalarını bulmak için matematik, daha doğrusu sayı saymayı kullanıyor. Yeryüzünde yolu hatırlamalarına yardımcı olacak herhangi bir işaret olmayan çöl toprağında bile çıktıkları yolculuğun ardından yuvalarını bulabilen karıncaların bunu nasıl yapabildikleri 2006 yılı öncesinde yıllardır bilim adamlarını meşgul eden sorulardan bir tanesiydi. Eski Fikirler Yıllar boyunca bilim adamları
Hepimizin hayatı böyle bir parıltı ile başladı.
Bilim adamları, tarihte ilk defa, bir insan sperminin yumurtayla teması ile oluşan ışık parıltısını görüntülemeyi başardı. Bu fenomen daha önce hayvanlarda gözlemlenmişti. Ancak bugüne kadar insanlardaki bu parıltıyı gözlemleyebilen olmamıştı. Daha da inanılmaz olan şey ise bazı yumurtalar diğerlerinden daha parlak parlıyor, ki bu da sağlıklı bir embriyo oluşturabilme konusundaki yeteneklerini gösteriyor. Bunun öncesinde 2011
Yatak odanızı dekore ederken bu renklerden kaçınsanız iyi olur
Yatak odanızdaki renk seçiminizi yeniden ele almak için işte size bir neden: Tahta kurusu. Tıbbi Entimoloji dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre bu kan emici ve bir defa yatak odanıza bulaştıktan sonra yok etmesi oldukça zor olan asalak böcekler kırmızı ve siyah renk altında saklanmayı tercih ediyorlarmış. Eğer yatak odanız bu renkler dışında renklerle döşendiyse
Bu su damlası ışıkla hareket ediyor, ve ağırlığının 150 katı ağırlığı taşıyor.
Birkaç gün önce bilim adamlarının Dünyamıza en yakın ikinci yıldıza lazerle Dünya üzerinden itilen bir yelkenliyle mini uzay gemileri gönderme projesinden bahsetmiştik. Bu projenin kullanacağı teknoloji aslında tamamen hayal ürünü değil, aşağıda detaylarını göreceğiniz bu projede su damlası ışıkla yönlendiriliyor. Bu su damlası lazerle itiliyor. Polipirrol adı verilen bir organik polimer tozu ile çevrelenmiş olan
Breakthrough Starshot adındaki girişim lazerle sürülen ışık yelkenlisi ile 20 yılda Alfa Centauri’ye gidecek.
Gerçekten de neler hissettiğimi ifade etmek çok zor arkadaşlar. İnsanoğlunun bu engellenemez merakı ve sürekli çıtayı daha ileriye götürme yarışı gerçekten insanoğlunu belki de bilinen canlı varlıklar içerisinde tek yapıyor. Projelerini 2 gün önce New York’da yeni Dünya Ticaret Merkezinin üst katında bulutların arasındaki bir ofiste duyurmuşlar. Burada Yuri Milner, ki bu adam Breakthrough ödüllerinin
Bu mikroplar demiri sizin oksijeni kullandığınız gibi kullanıyor
UW madison bilim laboratuarından yayınlanan iki bilimsel makaleye göre buldukları mikroplar demiri aynı sizin ve hayvanların oksijeni kullandığı gibi kullanıyor. Yani enerji oluşturan biyokimyasal tepkimede elektronları emmede. Hayvanlar ve bakteriler karbonhidratları oksidize ettiklerinde elektronlar normalde oksijen tarafından emilir. Bu mikroplarda ise demir tarafından emiliyor. Demir elektronları emerek yine demirin daha fazla elektronlu bir tipine dönüşüyor. Demir
İnsan beyni neden girintili çıkıntılıdır? Çünkü kafamızda yer yok.
Beyindeki sinyal gönderen nöron hücreleri bir hacme ihtiyaç duyuyor. Ancak maalesef kafatasımızdaki alan çok dar. Bu nedenle bu hacim başka bir şekilde en elverişli hale getirilmiş: katlanarak. Doğa Fiziği tarafından yayınlanan bir makalede ve bu makaleyi açıklayan aşağıdaki videoda büyüyen fetüste beynin oluşumu modelleniyor. Hücreleri arasındaki bağlantı sayısını en fazla sayıya ulaştırmaya çalışan bir organ
Dünya üzerinde bir zamanlar böyle bir yaratık da yaşamış. Tully canavarı.
60 yıl önce Amerika’da bir kömür madeninde fosili keşfedilen bu yaratık uzun yıllar bilim adamlarını oldukça meşgul etmiş. Çünkü bu yaratık bir ressamın canlandırdığı resminden göreceğiniz gibi günümüzdeki hiçbir yaratığa benzemiyor. Kocaman kaşık gibi bir kuyruğu, incecik uzun bir boynu ve ağzı, ve de uzun bir çubuğun ucuna yerleştirilmiş gözleri var. Yani anlıyacağınız gerçek bir
Araştırmacılar havadaki karbondioksiti bu sefer betona dönüştürdü:
Betonsuz bir dünya düşünün. Sizce bu mümkün mü? Beton hayatımızın her alanında, yollarda, kaldırımlarda, evimizde, köprülerde, binalarda. Son 200 yılda gezegenimizde kullanılan temel malzemedir diyebiliriz. Ancak suyla karıştırıldığında betonu oluşturan çimentonun üretimi Dünya’daki sera etkisinin en büyük katkı sağlayıcılarından. Gerçekte Dünya’daki sera etkisi emisyonunun yüzde 5’i betondan geliyor. Bunun dışında sera etkisinin büyük bir bölümü
İki matematikçi belki de asal sayıların düşündüğümüz gibi rastgele olmadığını keşfetti
Stanford Üniversitesindeki iki matematikçi asal sayıların son rakamlarının dağılımının daha önceden düşünüldüğü gibi rastgele olmadığını keşfetti. Bu buluş asal sayıların kendilerinin de rastgele olmadığını öneriyor. arXiv sunucusuna yükledikleri makalelerinde Robert Lemke Oliver ve Kannan Soundararajan asal sayıların son rakamları üzerine yaptıkları çalışmalarını tanımlıyorlar. Ayrıca bulgularına bir açıklama da getirmişler. Asal sayıların arkasındaki fikir oldukça basit