Bilim Archive
Yeni bir metal aynı insan kası gibi sertleşip yumuşayabiliyor.
İnsan vücudu oldukça iyi tasarlanmıştır: Kaslarımız güç ve esneklik arasında seçim yapabilir. Bir ağırlık kaldırmak gibi enerji isteyen bir iş gerektiğinde sertleşir fırçayla boyama gibi incelik gerektiren bir işte ise yumuşar. Bu yetenek insan yapısı sistemlerde çok nadir taklit edilebilmiştir. Çok pahalıya mal olduğu gibi aynı zamanda gerçekleştirmesi de çok ama çok zordur. Bununla beraber
Bu videoda yavru örümcekler akşam yemeği niyetine annelerini yiyorlar.
Çoğu annenin çocukları için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Örümcek annelerde bu hiçbir şey yavrularının kendilerini yemesini de içeriyor. Annelerinin besleyici vücuduyla doyan bebekler hayatta kalma mücadelesine devam ediyorlar. Oldukça yoğun bir bebe maması gibi. Anne örümcek önce bebeleri çevreliyor, ağını titreştirerek ve ağına vurarak yavrularında birşeyi harekete geçiriyor. Ağın titreşmesi yavrulara ağa takılan birşeyi yemenin
Yer kabuğunun altında daha önce canlı yaşamadığı düşünülen bir yerde canlı tespit edildi.
Bilim adamları Evren’in diğer köşelerinde hayat arayadursunlar, Dünya’mızın her bir yeri yaşam ile kaynıyor arkadaşlar. Bugüne kadar hangi koşullarda yaşam bulunduğuna inanamazsınız, kaynar sıcaklıktaki gayzerlerde, okyanusun en derin köşelerinde ve lav göllerinin çeperlerinde ki çok korkunç sıcaklıklar sözkonusu, hep yaşam türleri bulundu. Doğa Mikrobiyoloji dergisinde yayınlanan yeni bir makalede yerkabuğunun altında çok sıcak olduğu için
Japonlar bunu da yaptı: İnsan dışkısından et!
Artan insan nüfusunu doyurmak bilim adamlarının gün geçtikçe üzerinde daha fazla kafa yorduğu konulardan biri. Çözüm olarak Japonya’da Okayama Laboratuarında araştırmacı olan Mitsuyuki İkeda size dışkıyı sentezlemeyi öneriyor. Çok absürd, ancak gerçekten de bunu başarmışlar. Aslında Tokyo kanalizasyon idaresi bilim adamlarına giderek oldukça aşırı miktarda bulunan kanalizasyon çamurunu değerlendirmelerini istemiş. Ve İkade farketmiş ki bu
Dünya’daki en zehirli maddelerden biriyle tanışın: Polonyum 210
Bu atom numarası 84 olan radyoaktif element Marie Curie tarafından bulunmuş, ve kendisi bu buluşla 1911 yılında Nobel ödülü almış. Curie Polonyum’u bir uranyum kaynağında keşfetmiş. Bulduğu miktar oldukça az olmasına rağmen (bir ton uranyum madeninde 100 mikrogram Polonyum bulunuyor), bu miktar kızı Irene’nin bir laboratuar kazasıyla ölümcül doz almasına yetmiş. Üzülerek söyleyelim, Curie’nin kızı
Sakal uzatmak için bilimsel bir neden: Sakallar enfeksiyonlarla savaşıyor
Artık inkar etmeyelim sakallı erkekler yeniden popülerlik kazanıyor. Bunu hipster olduğu için ya da dinsel gerekçelerle uzatanlara bilimsel bir gerekçe daha. Sakallar enfeksiyonlarla savaşıyor. Sadece bununla da kalmıyor, sakallarda bulunan bakteriler yeni antibiyotikler geliştirmede kullanılacak. Hastahane Enfeksiyonları dergisinde yayınlanan yeni bir bilimsel araştırmada, 408 tane hastahane çalışanının yanaklarından pamuk çubuklarla örnekler alınmış. Sonuç? Sinekkaydı traş
Tarihte ilk defa, araştırmacılar havadan karbondioksiti alarak direk metanole dönüştürdüler.
Tarihte ilk defa, araştırmacılar havadan karbondioksiti alarak metanole dönüştürdüler. Metanol yakıt amaçlı kullanılabildiği gibi hidrojen deposu olarak, yakıt hücrelerinde ve de plastik yapımında kullanılabiliyor. Bu oldukça heyecan verici çünkü bize havadaki karbondioksiti emmek için bir neden veriyor. Yani havadaki karbondioksit yararlı birşeye dönüştürülebilir. Karbondioksitten (CO2) direk olarak metan(CH3OH) oluşturmak aslında çok yeni birşey değil. Ancak
Dünya’nın en büyük asal sayısı bulundu. Ve 22 milyon rakamdan oluşuyor. Buyrun ezberleyin!
Matematikçiler yeni yıla çok iyi bir başlangıç yaptı. Missouri’de bir bilgisayar, insanlar tarafından bulunan Dünya’nın en büyük asal sayısını buldu: Yeni hesaplanan yukarda gördüğünüz asal sayı yaklaşık 22 milyon rakamdan oluşuyor. Bu bir önceki rekor kırmış asal sayıdan yaklaşık 5 milyon rakam daha fazla. Bir önceki asal sayı 3 sene önce bulunmuştu. Peki bu neden
Bilim adamlarına göre fiziki ceza kullanılan çocuklar nasıl etkiler altında kalıyor? Dayağın yerine kullanılabilecek bilimsel çözümler.
Anne ve babalar bilecektir; bir ebeveyn için en sinir bozucu şeylerden biri, adeta bir teknik direktör havasında “şunu-bunu yanlış yapıyorsun” diyen akıl verenlerin olması. Fakat çocuğunu tokatlayan bir ebeveyn gördüğünüzde siz de muhtemelen müdahale ederek yapılanın yanlış olduğunu ebeveyne söylemek isteyeceksinizdir. Doğru buluyor ve kendi çocuğunuzda uyguluyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Çünkü fiziki cezaya maruz kalan
Bilim adamlarına göre günümüz teknolojisi ile yerçekimi etkisini manipüle etmek mümkün! Sonuçları ise hayal etmek bile zor.
Birçok bilim-kurgu filminde bir uzay gemisinin içerisinde yürümenin nasıl olduğunu gösterir. Bunların büyük çoğunluğunda bir şekilde yapay yerçekimi oluşturulmuştur. Ancak nasıl oluşturulduğu tam olarak açıklanmaz. Akla gelen en basit çözüm ise Marslı filminde olduğu gibi uzay gemisinde dönen odalar tasarlıyarak, dönme hızını ayarlayıp, merkezcil ivme kullanılarak yapay yerçekimi oluşturmaktır. Belçika’daki Namur Üniversitesinden profösör Andre Füzva