Eski Yahudi kanunlarında eğer bir şüpheli oybirliği ile suçlu bulunursa beraat edermiş. Sebebi ise matematikle ilgili.
Eski Yahudi kanunlarında eğer bir şüpheli oybirliği ile suçlu bulunursa, berat edermiş. Bu saçma gelebilir ancak o zamanki kanun yapıcılar oybirliğinin genelde yargılamada tam olarak hata tam olarak tespit edilemese bile sistemik bir hata yapıldığına işaret ettiğini bulmuş. Eğer bir şey gerçek olamayacak kadar iyiyse büyük ihtimalle bir hata yapılmıştır.
Oybirliğinin paradoksu adındaki makalelerinde Avustralya ve Fransa’dan bir grup bilim adamı bu meseleyi incelemiş.
Eğer birçok bağımsız birey bir suçun faili hakkında aynı tespiti yaparsa biz otomatikman herkesin yanılamıyacağını düşünürüz diyor Avustralya’daki Adelaide Üniversitesindeki Derek Abbott. Halbuki çok sayıda insanın aynı fikirde olmasının olasılığı çok düşüktür, yani bizim oybirliğine olan inancımız temelden yanlıştır. Oybirliği paradoksu gösteriyor ki biz aslında düşündüğümüzden daha az eminiz.
Olası olmayan anlaşma
Araştırmacılar bu paradoksu günümüzdeki bir polis tespitine uygulamışlar. Bir şüpheliyi bir grup kişi arasından ayırdetmeye dayalı olan bu tespitte araştırmacılar göstermiş ki, oybirliğiyle tespit edilen şüpheli oybirliğine katılan şüpheli sayısı arttıkça rastgele seçimle aynı sonuçta doğru çıkıyormuş.
Polis tespitinde sistemik hata insanların nasıl sunulduğu ile ya da görgü tanığının kişisel değer yargılarıyla ilgili olabilir. Araştırmacılar göstermiş ki çok küçük bir önyargı bile sonuçlara büyük etki ediyor. Göstermişler ki sıralananların yüzde biri bir şüpheliye önyargı besliyorsa bu üç görgü tanığından sonra görgü tanıklarının doğru tespit şansı azalıyormuş. Mantıksız gelebilecek bir şekilde eğer görgü tanıklarından bir tanesi bile farklı bir şüpheliyi tespit ettiğinde diğer görgü tanıklarının doğru şüpheliyi tespit etmiş olma olasılığı artıyormuş.
Matematiksel olarak bunun sebebini Bayesian analizinde buluyoruz. Mesela hileli bir bozuk para geliştirdiğinizi kabul edelim, ve bu bozuk para % 55 yazı geliyor olsun. Ancak yeterli denemeden sonra siz daha çok yazı geldiğini söyleyebilirsiniz. Sonuç normal yazı tura olasılığının değiştiğini göstermez, sizin kullandığınız sistemin hatalı olduğunu gösterir. Çok fazla sayıda görgü tanığının oybirliği de matematiksel olarak çok düşük bir olasılık ve bu gerçekleştiği zaman sistemin güvensiz olduğunu gösteriyor.
Oybirliğiyle aynı sonuca varma bazı durumlarda hala iyi birşey, özellikle sıfır önyargının olduğu bir durumda. Yani bir elmayı birkaç muzun ortasına koyduğunuzda katılımcılar çok kolay bir şekilde oybirliğiyle elmayı gösterebiliyor.
Bununla beraber suçlu tespiti elma ve muzdan çok daha karmaşık. Deneyler göstermiş ki görgü tanığı eğer suçluyu kısaca görüp kaçtığı durumda ancak yüzde 48 olasılıkla gerçek suçlu tespit edilebiliyor.
Diğer Uygulamaları
Oybirliği paradoksunun yasal çerçevenin dışında da uygulamaları var.
- Volkswagen Skandalı
Firma, çipini, yapılan testi aldatacak şekilde programladığından dolayı test sonuçları her zaman çok mükemmel çıkıyordu. Ve daha da garibi yeni araba ile 5 yaşındaki arabaların test sonuçları birebir aynıydı. Bu sonuçların gerçek olamayacak kadar mükemmel olduğunu gösterse de Amerika’da birileri arabayı sürerken test etmeyi deneyene kadar hiçkimse bu olaya uyanmadı. - Gerçek olamayacak kadar mükemmel örneklere bir tanesi de Avrupa’da 1993 ile 2008 yılları arasındaki 15 değişik suç olayında yaşandı. Tüm bu suç mahallinden toplanan delillere yapılan DNA analizi hep aynı kadına işaret ediyordu. Hatta bu kadına basın Heilbronn hayaleti adını takmıştı. Ancak daha sonra anlaşıldı ki bütün bu sonuçlar sistemik bir hataya işaret ediyordu ve DNA örneğini almakta kullanılan pamuklu çubuk üretilirken fabrikada çalışan aynı kadın tarafından kirletiliyordu.
- Bir hükümet çok küçük bir farkla bir seçimi kazanırsa bu seçimlerde sistemik bir hata olmadığına işaret ediyordur. Bir keresinde Putin’in oyların yüzde 140’ını alarak seçimi kazandığı iddia edilmişti. Eğer bu doğruysa Rusya’da demokrasi gerçekten de başarısız demektir. Bizse demokrasimizle ve küçük farkla kazanılan seçimlerimizle övünebiliriz.
- Bilimde de bazı deneylerde eğer sonuçlar çok güzelse, hiç hata ya da standartlara uymayan sonuç yoksa, sonuçların manipüle edildiğinden ya da sadece güzel sonuçların seçildiğinden şüpheleniriz.
- Günümüzde büyük organizasyonlarda ve komite toplantılarında bir anlayış vardır ki, sanki kararlar oybirliğiyle alınırsa daha iyiymiş gibi düşünürüz. Performans değerlendirmesinde ya da başka kararlar alınırken eğer aleyhte görüşler varsa onları da kazanıp oybirliğine getirmek için çaba harcanır. Halbuki tam tersine aleyhte görüşleri kabullenmeli ve desteklemeliyiz. Karar alma sürecimizde hata olmadığını gösteriyorlar.
Makalenin orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.