Para kazanmanın, ödül almanın, ya da bir merağınızın giderilmesi arasındaki benzerlik nedir?
Güneşin doğuşu nasıl olur? Güneşin doğuşuna bakmayı severiz ancak Jolanda Blackwell, 8. sınıf öğrencilerinin bu konu hakkında düşünmesini, ve soru sormasını istedi.
Kaliforniya’daki Oliver Wendell Holmes lisesinde fen dersi öğretmeni olan Blackwell, hareket konusunu işlediği fizik dersinin bir parçası olarak onlara youtube’dan gündoğumunun videosunu izlettirdi.
Ardından sordu: Hareket eden nedir? Öğrenciler birçok fikirlerle doluydu. Bazıları güneşin hareket ettiğini, diğerleri ise tabii ki gündoğumunun Dünya’nın kendi etrafında döndüğünden olduğunu söylediler.
Tartışma başladıktan sonra sorular makinalıtüfek gibi gelmeye başladı. Öğretmenin en büyük problemi ise öğrencileri sabretmeye ikna etmekti. Öğrencilerin cevabını öğrenmek için yanıp tutuştukları o kadar çok soruları vardı ki.
Merak insanların en temel ve güçlü dürtülerinden biridir. Eğitimimizi merak üzerine dayandırmalıyız. Öğrencilerin soru sorması ve cevapları keşfetmesi. Bu her iyi öğretmenin elde etmek için amaçladığı şeydir. Ve bunun kalbinde merak yatar.
Blackwell, diğer birçok öğretmen gibi, öğrenciler meraklıyken onların daha fazla dikkat verdiğini keşfetti.
Fakat neden? Merak nedir ve nasıl çalışır? Nöron dergisinin ekim sayısında yayınlanan bir çalışmaya göre insan meraklandığı zaman beyninin kimyası değişiyor.
Beynimiz Meraklanınca
Bu araştırmanın araştırmacılarından biri olan Kaliforniya üniversitesindeki psikolog Charan Ranganath’a göre: Herhangi bir gün yüzlerce yeni bilgiye maruz kalırız. Ancak çok iyi hafızası olan insanlar bile iki gün sonra bunun çok küçük bir kısmını hatırlayabilir.
Ranganath neden bazı bilgileri hatırlayıp bazılarını unuttuğumuzu merak ediyordu.
O ve arkadaşları 19 gönüllü buldular ve onlardan 100 yarışma sorusunu gözden geçirmelerini istediler. Sorular “Dinazor ne anlama gelir” yada “Hangi Beatles şarkısı en uzun süre listelerde kalmıştır?” gibi sorulardı. Yarışmacılar her sorunun yanına bu sorunun cevabını ne kadar merak ettiklerini puanladılar.
Ardından araştırmacılar bu gönüllülerin beyin aktivitelerini MRI makinası ile gözlemlerken herkes soruları ve kendi cevaplarını gözden geçirdi. Araştırmacıların merak ettikleri sorularda beyinlerinin zevk ve ödül bölümü aydınlandı. Meraklı beyinler ayrıca beynin hafızaların yaratılmasıyla ilgili olan hipokampüs bölgesinde artmış aktivite gösterdiler.
Ranganath’ın açıklamasına göre: Beynin insanlara enerji veren ve ödül içeren olaylarda aydınlanan bir devresi var. Bu devre ne zaman bir para yada şeker alsak yanıyor. Aynı devre meraklandığımızda da çalışıyor.
Ayrıca bu devre aktifleştiği zaman dopamin adı verilen ve bizi mutlu eden bir kimyasal salgılanıyor. Dopamin öğrenmeyi tetikleyen ve hücreler arasındaki bağlantıları artıran bir rol de üstlenmiştir.
Araştırmacılar katılımcıları öğrendikleri cevaplarla ilgili teste tabi tuttuklarında gördüler ki meraklı olanlar doğru cevapları daha iyi hatırlıyordu.
Merak bizim sıkıcı şeyleri de hatırlamamızı sağlar
Ranganath’ın çalışmasında bir de püf noktası vardı. Deney boyunca araştırmacılar katılımcılara hiçbir açıklama yapmadan rastgele resimler ve yüz fotoğrafları gösterdiler. Merakları uyanmış olan katılımcılar yüzleri hatırlamada en başarılı olanlardı.
Araştırmacıları şaşırtan bu keşfe göre meraklı beyinler sadece meraklı oldukları konu hakkında değil de rastgele ve sıkıcı konuları öğrenmede bile daha başarılıydılar.
“Mesela Breaking Bad’in finalini seyrediyorsunuz”, eğer bu dizinin hayranı iseniz baş kahraman olan Walter White’ın başına gelen şeyi daha çok merak edersiniz. Bu nedenle finalde ne olduğunu hatırlarsınız, ancak bununla beraber final bölümünü syretmeden önce yediğiniz yemek ve seyrettikten sonra yaptığınız şeyi de hatırlarsınız.
Arlington’daki Texas Üniversitesi asistan profesörlerinden Evie Malaia‘ya göre bu fenomeni öğretmenler sınıflarda kendi avantajlarına kullanabilirler. “Mesela bir öğrenci astronot olmak mı istiyor? Bu hedefi siz ne kadar başarılı bir şekilde çarpım tablosuna bağlayabilirsiniz?” Öğretmen sınıfta uzay keşfiyle alakalı ilginç bir soru sorabilir. Dersin sonunda öğrenciler bu sorunun cevabını hatırlayabilirler, ancak öğrenciler bu cevabı çarpım tablosu ile nasıl bulduklarını çok daha iyi hatırlayacaklardır.
Malaia ekledi: “Bu şekilde öğrenciler sürücü koltuğuna oturuyor. Özellikle yeni birşey keşfettiklerinde kendilerini çok iyi hissediyorlar, özellikle bilgiyi kendileri inşa ettikleri zaman”
Öğretmenler bu tekniği yıllardır içgüdüsel olarak kullanıyordu ve şu an bunu destekleyen bilimsel çalışmamız da var. Merak insanların en temel ve güçlü dürtülerinden biridir ve eğitimi bu dürtüye dayandırmalıyız.
Hala Bilmediklerimiz
Merak hakkında bilim adamlarının hala bilmedikleri çok şey var. Ranganath’a göre bu konuda yapılmış çalışma çok az ve çalışma yapmak da oldukça güç.
Mesela araştırmacılar neden öğrenmenin bu kadar insanlar için önemli olduğunu bilmiyorlar. Ranganath’a göre bunun evrimsel nedeni var. Beynimizde temel bir dürtü netleşmemiş bilgiyle savaşıyor. Bunun nedeni de Dünya hakkında ne kadar çok şey bilersek hayatta kalma şansımız da bu kadar artıyor.
Bilim adamları ayrıca merağın etkisinin ne kadar sürdüğü konusunu da araştırıyor. Eğer bir öğrencinin merağı sabah ders başlangıcında uyandırılabildiyse gün boyunca bilgiyi emmede başarılı olabiliyor mu? Yoksa ilgisini kayıp mı ediyor?
Ayrıca bilim adamları özellikle neden bazı insanların başkalarından daha meraklı olduğunu bulmaya çalışıyor. Bunun birçok faktörü var, stres, yaşlanma, ve bazı ilaçlar dopaminin beyindeki işlevini değiştirebiliyor. Tabii ki genetik faktörler de sözkonusu.
Eğer bunları öğrenebilirsek çok büyük bir etkimiz olabilir. Sıkılmış görünen insanlara yardım edebiliriz.
Kaliforniya’da öğretmen olan Blackwell bu problemle çok sık ilgilenmek zorunda kalmıyor. Söylediğine göre öğrencileri bilimdeki gizemleri keşfetmeye çok meraklı. Bir araba çarpıştığında ne olur? Neden bir araç diğerinden daha fazla hasar alır? Neden bazı insanlar halalarına annelerinden daha çok benzerler? Gökkuşağı nasıl oluşur?
“Öğrencilerime aptalca soru olmadığını söylüyorum”, “Bilim budur, soruları sormak ve cevaplarını aramak!”