İndiğimiz kuyrukluyıldızdan öğrendiğimiz 10 inanılmaz şey.
Bizce Rosetta uzay aracı tarafından yapılan ve 10 yıl süren bu macera insanoğlunun yaptığı en inanılmaz ve mucizevi gezidir. Avrupa Uzay Ajansı (ESA)’nı bir kez daha tebrik ediyoruz. Avrupa’lı olamadık, bu gidişle de olamıyacağız ama yine de bir Dünya’lı olarak gururlandık.
Churyumov-Gerasimenko kuyrukluyıldızına inmek için 40 yıllık bir planlama ve 10 yıllık bir yolculuk yapıldı. Uzay aracı Dünya’nın etrafında 3, Mars’ın etrafında 1 tur attı, 31 ay uyku modunda kaldıktan sonra uzayda saatte 135000 km süratle seyahat eden 4 km çapındaki kuyrukluyıldıza paralel uçmaya başladı. Bizce süper kahramanlar gerçekte varlar ve Avrupa Uzay Ajansı’nda çalışıyorlar.
1. CG Jüpiter’in faaliyetini gösteriyor
Jupiter dev bir gezegen olarak güneş sisteminde çekim kuvvetiyle kendini sık sık göstermektedir. Kimi zaman serseri göktaşlarını güneşe, güneş sisteminin dışına, yada dünyamıza birer mermi gibi fırlatmaktadır.
Neptün’den sonra yer alan ve buzlu kaya parçalarından oluşan Kuiper kemeri jüpiter’in şarjörü gibidir. Churyumov-Gerasimenko’nun da buradan geldiği düşünülmektedir, bu nedenle CG gibi birkaç diğer kuyrukluyıldız hep beraber Jüpiter ailesi kuyrukluyıldızları olarak bilinmektedir. Bu kısa dönemli kuyrukluyıldızlar 20 veya daha az yılda bir tur yaparlar, ki CG 6.6 yılda bir turunu tamamlamaktadır. Bu kısa tur süresi bu ailedeki kuyrukluyıldızları keşifler için iyi adaylar yapıyor.
Bu kuyrukluyıldız bolluğu yüzünden keşfedilecek kuyrukluyıldızlar değiştirilebiliyor. Aslında Rosetta uzay aracı uzaya gönderildiğinde başka bir kuyrukluyıldızı keşif amaçlanmıştı. 46/P Wirtanen kuyrukluyıldızı için yola çıkan Rosetta bazı aksilikler yüzünden bu kuyrukluyıldız kaçırılınca CG ‘yi keşfetti.
CG de aslında bizden uzaklarda takılan bir yalnız kovboyken Jupiter’in çekim gücü sayesinde güneşe doğru fırlatılmıştır. Önümüzdeki aylarda güneşe oldukça yaklaşacak ve erimeye başlayacaktır.
2. Kuyrukluyıldız şarkı söylüyor
http://www.youtube.com/watch?v=yeqrimll5Ps
Rosetta uzay aracı CG kuyrukluyıldızına yaklaşırken manyetometresi garip sinyaller algıladı. Rosetta plazma konsorsiyumu üyeleri, 40-50 mhz aralığında olduğu tespit edilen bu radyo sinyallerini kaydedip dinlediklerinde yukardaki videodaki sesleri duydular.
Astronomlar kuyrukluyıldızın şarkısını duyunca tabii ki çok şaşırdılar. Gerçek nedeni halen tespit edilememiş olan bu şarkı güneşin manyetik alanıyla etkileşimden kaynaklanıyora benziyor.
Kometin eriyen buzu bir gaz oluşturuyor ve bu gaz yine güneşin ultraviyole ışıması ile yükleniyor. Güneş rüzgarından da etkilenen bu parçacıkların titreşimi bu müziği oluşturuyor.
3. En uzun sıçrama
Berbat bir iniş ve CG kuyrukluyıldızının çekim gücünün çok az olması nedeniyle Rosetta’nın iniş modülü Philae tarihin en uzun sıçramasını gerçekleştirerek, kıl payı bir farkla, kuyrukluyıldızı komple ıskalayıp 10 yıllık gezegenlerarası seyahatten sonra, sonsuza kadar uzayda yokolmaktan kurtuldu.
İyi tarafından bakacak olursak Philae 1 km’den fazla yani kuyrukluyıldızın büyüklüğünün dörtte biri kadar sıçradı ve ardından ikinci bir ufak sıçramayla kayaların altındaki gölgede bir yerde konuşlandı.
Ölümcül bir hata gibi görünse de Philae’nin hiçbir cihazı herhangi bir zarara uğramadı ve Philae görevinin yüzde 90’ını gerçekleştirdi. Hatta bu aksaklık gibi görünen şey aslında gizli bir şanstı.
İlk olarak astronomlar yüzeyden kalkan toz tabakasını gözlemleyebildiler. Bu bize yüzeyi oluşturan maddeler hakkında ekstra veri sağladı.
İkinci olarak bu sıçrayış Philae’nin uzun süreli hayatta kalmasını sağladı. Eğer istenilen bölgeye inebilmiş olsaydı bir süre sonra güneşden dolayı devreleri kızaracaktı. Halbuki gölgede kalarak sadece hayatta kalacak kadar enerji depolayabilir ve 2015 baharında güneşe yaklaştığında bize veri göndermeye devam edebilir. Ayrıca Philae sadece birkaç AA baterisi gücünde enerji kullandığı için biz oldukça iyimseriz.
4. Dev yamaçlar
CG’de dev yamaçlar var. Biraz önce bahsettiğimiz gibi CG’nin uzunluğu 4-5 km civarında. Bu nedenle resimde görülen ve 1 km yüksekliğindeki yamaç neredeyse kuyrukluyıldızın 4’de biri yüksekliğinde.
Amatör astronom Stuart Atkinson ESA ‘nın yayınladığı resimleri biraraya getirerek 1km’lik yamacın bir resmini yayınladı. 23 Aralık’da Nasa tarafından bu resim Günün Astronomi resmi seçildi. Orjinal resim 20 km mesafeden çekilmiş 4 resimden oluşuyordu. Resimleri büyütüp belli yerlerden kesip birleştirerek bunu yaptı.
Uçurumun altındaki minik taş parçaları da gerçekte oldukça etkileyici büyüklükteler. Bunlardan en küçüğü 18 m çapında. Ancak kuyrukluyıldızın yerçekimi oldukça düşük olduğu için siz bile kaldırabilirsiniz. Ayrıca 1km yüksekliğindeki tepeden aşağıya atlasanız ayağınızı bile incitmeden zemine konarsınız.
5. Ördeğe benziyor
Kuyrukluyıldızın neden plastik bir ördeğe benzediğini bilmiyoruz. Gariptir ama astronomlar kuyrukluyıldızın buna benzediğini inişten 1 ay öncesine kadar kendileri de bilmiyorlardı. Temmuz ayında Rosetta uzay aracı resim çekecek kadar yaklaştığında ve çektiği resimleri görev kontrol odasına ulaştırdığında astronomların yaşadığı sürprizi anlayabilirsiniz.
Aslında yuvarlak ve sıkıcı bir şekildense bu çok daha iyi öyle değil mi. Nasıl olup da bu şekli almış olabileceği konusunda birçok senaryo düşünüldü. İşte bunlardan birkaçı:
Kuyrukluyıldız aslında iki tane benzer kuyrukluyıldızın düşük hızda çarpışmasının ürünü. Yada aslında yuvarlaktı ancak jüpiter gibi devasa bir çekim kuvvetinin etkisiyle tipi kaydı. Üçüncü teoriye göre büyük kısmı buzdan oluşuyordu, bu buz çeşitli sebeplerden farklı yönlerden eridi. İlerki analizler kuyrukluyıldızın şekli konusunda bize daha fazla fikir verecek.
6. Dünyadaki suyun kaynağı konusunda
CG’nin sonrasında Güneşi, Dünya’yı ve diğer gezegenleri oluşturan ilk gaz bulutunun kalıntıları olduğu düşünülüyor. Bu nedenle analizi dünyanın geçmişinin kimyasal bileşenleri konusunda bize bir resim imkanı sağlıyor.
Ayrıca buzlaşmış su içeriyor. Kütle spektrometresi ile göktaşları ve diğer uzaydaki nesnelerin yapılarını araştıran bilim adamları bunların içeriği hakkında bilgiye sahip olabiliyorlar.
Farklı tipte hidrojenler var, mesela Döteryum bir tane fazla nötron içeren bir hidrojen izotopu. Bilim adamları suyun içerisindeki döteryum/hidrojen oranına bakarak suyun kaynağını tahmin edebiliyorlar.
CG’nin üzerinde bulunan su Dünya’daki su ile uyuşmuyor. Hatta 11 kuyrukluyıldızdan sadece 1inde uyumlu su tespit edilmiş. Bunun yanında astroid kemerindeki göktaşlarında dünya’daki sudan tespit edilmiş. Bu nedenle jüpiter ailesinden kuyrukluyıldızlarda, daha doğrusu genel olarak kuyrukluyıldızlarda Dünya’dakinden farklı bir su bulunduğu kanısına varılmıştır.
7. CG berbat kokuyor
Uzayda bizim hislerimiz kesinlikle işe yaramaz. Ancak bu bilim adamlarının kuyrukluyıldızın üzerindeki kimyasal gaz kombinasyonunu koklayacak bir koklayıcı devreyi Philae’ye kurmasına engel olmadı.
CG’nin bir çöp gibi koktuğunu söylemek bir iltifat olur. CG üzerinde alabileceğiniz en iğrenç kokulardan oluşan bir demet mevcut. Formaldehit ölüm gibi kokar, metan ve amonyak at pisliği ile kedi idrarı, sülfür dioksit keskin sirke kokusu, ve birkaç bazı maddeyle birlikte tam bir pislik gibi kokar.
ESA bu bulgularla oldukça şaşırmıştı çünkü bulunulan mesafede sadece ve sadece karbon monoksit ve karbon dioksit salınır diye düşünülüyordu ve diğer herşey donmuş olarak kalır diye tahmin ediliyordu. Bizi iğrendirmesinin yanında bu kokunun kimyasal analizi bize bu kuyrukluyıldızın oluşumu hakkında daha fazla fikir verecektir.
8. Şaşırtıcı Rengi
Churyumov-Gerasimenko birçok resimde gri,tozlu ve soluk gibi görünüyor olabilir. Yukardaki resim gök cisminin gerçek renkleri düşünülerek canlandırıldı. Halbuki bu resim de aldatıcıdır.
Kestane rengi renk sadece kuyruluyıldız saf beyaz ışıkla aydınlatıldığı takdirde görünür olabilir. Gerçekte kara bir uzayın önünde duran kara bir nesnedir. Sadece güneşe yaklaştığı zaman buzlar erimeye başlayınca görünür olabilir ancak şu an tamamiyle görünmez gibidir.
Ancak Rosetta’dan çekilen ve kırmızı, yeşil ve mavi filtre kullanarak birleştirilen resimler gösteriyor ki kuyrukluyıldız görebileceğimiz en gri nesnelerden biri. Kesinlikle hiçbir ton varyasyonu yok yüzeyinde.
9. Düşündüğümüzden çok daha sert
Philae’nin içerisinde evinizde kullandığınızdan 100 kat daha efektif bir matkap var. Bu matkap kuyrukluyıldızın üzerinde 23 cmye kadar bir delik açıp içerisindeki malzemeyi 20 kadar birbirinden farklı fırın içeren mini elektronik kimya laboratuarına ulaştırmak için ayarlanmıştır.
Philae’nin inişindeki aksaklık ve sıçramasının sonucunda bu matkap düşünüldüğü kadar verimli kullanılamadı. Bir ayağı çişini yapan bir köpek gibi havada olan uzay aracı matkapn etkisiyle çok daha kötü bir pozisyona gelebilirdi.
Ancak delme işlemi başladı ve Alman Uzay Ajansı’nın ifadesiyle kuyrukluyıldız kırmak için çetin bir cevizdi. CG’nin fısıltı kadar ince olan atmosferinde bazı organik moleküller tespit edilse de delme işleminin sonucunda başarılı olunup olunamadığı halen gizemini koruyor.
Bununla beraber prosedür başarısızlık değildir. Öncelikle kuyrukluyıldızın yüzeyinin sanıldığı gibi yumuşak bir tüy gibi olmadığı anlaşıldı. Ayrıca kuyrukluyıldızın içeriğinde oldukça fazla su bulundu.
10. İki astroidin resmini çekti
10 yıllık yolculuğu boyunca birçok kozmik gezginle karşılaşan Rozetta, birkaç km çapındaki Steins astroidiyle 5 eylül 2008’de buluştu. Steins birçok çarpmanın etkilerini ve yüzeyinin yarısını kaplayan bir krateri taşıyor. Ve o kadar parlak ki gökyüzündeki elmas diye nitelendiriliyor.
10 Temmuz 2010’da da yukardaki resimde görülen Lutetia uzay gemimizin 3200 km yakınından geçti. Yukardaki resimde gördüğünüz bu astroidin yaralı yüzeyi Lutetia’nın 3.5 milyar yıl öncesinden kaldığını ve belki de güneş sistemimizin kurulduğu dönemden bir kalıntı olabileceğini gösteriyor. Ayrıca Lutetia üzerinde yüzlerce daha önce sadece Mars’ın uydusu phobos ve iki farklı astroidde görüntülenen oluklardan taşıyor.