Siz aslında nesiniz? Dışkı transferi nedir? Neden bilim adamları insan dışkısıyla bu kadar ilgileniyorlar?

Aslında “Siz aslında nesiniz?” başlığıyla birden fazla yazıya başlanılabilir. Felsefik olarak bir ben vardır benden içeri gibi, yada biraz gülmek amaçlı şu videoda olduğu gibi bir yorumla:
http://www.youtube.com/watch?v=UJYYchDVHzc

Neyse biz yine bilimsel gerçeklerimize dönelim. Öncelikle insan vücudu bildiğimiz gibi hücrelerden oluşur. Hücreler bildiğimiz gibi vücudumuzu oluşturan temel yapı bloğudur. Belki de bilmediğimiz gerçek: Vücudumuzdaki her bir kendi hücremize karşılık 10 tane başka mikroorganizma yaşamaktadır.

Aslında vücudumuz ağız, burun, kulaklar ve diğer noktalarımızdan vücudumuza aldığımız 100 trilyon kadar bu tip mikroorganizmadan oluşan bir kolajdır.
Yani bu demek oluyor ki sizin kendiniz diye düşündüğünüz şey yani vücudunuz aslında düşündüğünüz şeyin yüzde onuna tekamül ediyor. Buna mikrobiom adı verilir. Ve bu küçük haşereler 22 milyon kendi DNA’ları ile sadece hayatta kalmaz, vücudumuzda yüzlerce işlevi de kontrol ederler. Besinleri sindirmenize, bağışıklık sisteminizi güçlü tutmanıza, açlığı kontrole ve hatta doymamıza neden olurlar. Stresli misiniz? Aslında stresi oluşturan kimyasalları da salgılarlar. Steril ortamlarda yetişitirilen ve bu mikroorganizmaları hiç almamış fareler dış stres unsuruna karşı tepki vermede daha az efektiftir.

İnsan dışkısı naklini daha önce hiç duymuş muydunuz? Bu bir gerçektir. Arizona’da bir adam karısından yapılan dışkı transferi ile hastalığından kurtulmuştur. Bazı hastalıklar insan vücudundaki mikrobiom’un farklılığını kaybetmesi nedeniyle vücudun enfeksiyona açık kalmasıyla olur. Ve sağlıklı bir insanın dışkısından alınan bakteri kültürlerinin hasta insanın karnına nakledilmesi ile bazı hastalıkların antibiyotiklerden daha iyi tedavi edildiği bulunmuştur. Hatta bilim adamları obez farelere, zayıf farelerden taşınan mikrobiom sayesinde aynı şeyleri yemeye devam etseler bile garip bir şekilde çok daha hızlı kilo kaybettiklerini tespit ettiler. Bu mikroorganizmalar o kadar önemli ve etkilidir ki, gelecekte belki de doktorlar sizi muayene edip teşhis etmek yerine sizin mikrobiom’unuzu araştıracak ve hastalığınızı tespit ederek tedavi edeceklerdir.

Gerçek çılgınlık işte burada başlıyor. Gerçekte vücudunuzun sadece yüzde onu olmanıza rağmen, kalan yüzde 90’ı komple değiştirebilirsiniz. Anne babanızdan gelen genetikten farklı olarak, yediğiniz herşey yavaş yavaş vücudunuzda çoğunluğu oluşturan bu mikrobiom’u değiştirmenizi sağlayabilir. Pre ve Probiyotik içeren yiyecekler bu sağlıklı bakterileri içerdikleri ve vücudunuza sağladıkları için bu konuda çok etkilidir. Bundan farklı olarak yediğiniz Mac Nugget’lar, ve diğer uzun süre saklanabilen ve kimyasal içeren yiyecekler kendisini uzun süre bozulmadan tutması için konulan kimyasallar ile bakterileri öldürdükleri için bu mikrobiom’a çok zararlıdır. Batı dünyası doğu kültüründen yediğimiz yiyecekler yüzünden çok daha az farklılıkta mikrobioma sahiptir. Yediğimiz işlenmiş gıdalar, anti bakteriyel sabunlar ve antibiyotikler vücudumuzda bir kıyım gerçekleştirerek mikrobiom’un çeşitliliğini azaltırlar. Bu neden batı dünyasında daha fazla allerji, ve bağışıklık sistemi hastalıklarının olduğunu açıklamaktadır.

Şu an bir varoluş krizi yaşayıp kim ve ne olduğunuzu düşünedururken, unutmayın ki bu süperorganizmanın kontrolü sizde. İyi bir gıda seçimi ile bu mikroskopik dostlarınıza iyi bakarsanız onlar da size bunun karşılığında destek olacaklardır. Yada gerçekte siz olan sizin yüzde onunuza.

Yorumlar

yorum